Bayram Dönüşünde Trafik için Uzmanlardan Uyarı..!
Yurtta 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinin yarın sona ermesi nedeniyle tatillerini şehir dışında geçiren vatandaşlar, dönüşü son güne bırakmamak için bugünden yola çıkmaya başladı. Bayram dönüş trafiğindeki yoğunluk nedeniyle kazaların arttığına vurgu yapan uzmanlar, sürücülerin dikkat etmesi gereken konularla ilgili çeşitli uyarılarda bulundu.
Yurtta 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinin yarın sona ermesi nedeniyle tatillerini şehir dışında geçiren vatandaşlar, dönüşü son güne bırakmamak için bugünden yola çıkmaya başladı.
Bayram dönüş trafiğindeki yoğunluk nedeniyle kazaların arttığına vurgu yapan uzmanlar, sürücülerin dikkat etmesi gereken konularla ilgili çeşitli uyarılarda bulundu.
"Dikkat dağınıklığı kazalardaki en önemli etken"
İstanbul Medipol Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Malkoç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çeşitli araştırmalara göre trafik kazalarının yüzde 94'ünün insan hatasından kaynaklandığını anlattı.
Psikolojik unsurlar olarak adlandırılan duygusal, davranışsal ve bilişsel faktörlerin sürücü davranışlarını etkilediğine işaret eden Malkoç, dikkat dağınıklığının kazalardaki en önemli nedenlerden biri olduğunu söyledi.
Malkoç, dikkatin dağılmasıyla beraber sürücülerin reaksiyonlarında bir farklılık meydana geldiğini belirterek, "İşte frenleme zamanı, bir işareti okuyamamak, aynadan görmemiz gereken bir ipucunu kaçırmak gibi durumlara sebep oluyor. Böylelikle de bütün bu ipuçlarını kaçırmamız sonucunda birtakım hatalar yaparak kazalara neden oluyoruz." dedi.
Vücudun gerginliğinin azaltılması tavsiyesi
Diğer önemli bir faktörün de yorgunluk olduğunu aktaran Malkoç, sürücülerin iyice dinlenmeden yola çıkılmamaları gerektiğini söyledi.
Malkoç, uzun yola çıkacak sürücülerin iki saatte bir mola verip 5-10 dakika yürüyüş yaparak birtakım fiziksel hareketlerle vücudun gerginliğini azaltması tavsiyesinde bulundu.
Duyguların davranışları etkilediğine dikkati çeken Malkoç, "Araba sürme de bir davranış olduğu için bunu da etkilemesi muhtemel. O yüzden üzüntü, kızgınlık, öfke gibi duygu durumlarını dikkate almamızda fayda var. Çok fazla üzgün, çok fazla kızgın ya da öfkeli bir şekilde yola çıkmak bizim aslında bilişsel faaliyetlerimizi, düşünce biçimlerimizi değiştiriyor. Bu da bizim davranışlarımızı daha olumsuz bir yönde etkileyeceğinden araba sürme davranışımızı etkilemektedir. Kısacası hem davranışsal hem duygusal hem de bilişsel açıdan iyi bir hazır oluş halinde yola çıkmamız önemli." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Malkoç, çok hızlı araba kullanmanın zaman açısından çok büyük farklar sağlamayacağına vurgu yaparak, agresif bir sürme davranışının çok yönlü etkileri olabileceğini, hem sürücünün hem araç içi yolcuların hem de trafikteki diğer insanların hayatının riske girebileceğini anlattı.
"Gece araba kullanmak, daha çok dikkati gerektiren bir durum"
Yolda araba kullananların aynı uzmanlıkta, aynı hassasiyette olamayabileceğini dile getiren Malkoç "Araba kullanırken kendilerini uzman olarak niteleyen insanlar olabilir. Şuna dikkat etmemiz lazım çok iyi araba kullanıyor olabiliriz, kendimize güveniyor olabiliriz ama yüksek hızlara ulaştığımız zaman en küçük bir hata bizim kaza yapmamıza sebep olabilir. Bu durumda bizim önümüzde, arkamızda, sağımızda ya da solumuzda giden araç sürücülerini de kazaya sevk edebilir. Unutmamamız gereken şey de yoldaki tüm sürücülerin aynı uzmanlık düzeyinde olmamasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Malkoç, gece araç kullanılmasıyla ilgili olarak, vücudun bir sirkadiyen ritmi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Bu sirkadiyen ritim, 24 saatlik bir ritimdir. Dolayısıyla da genelde gündüz ışığında biz aktif hale geliriz, güneş ışığı azaldığı zaman hem beynimizdeki birtakım merkezler hem de bazı hormonlar vasıtasıyla vücut fonksiyonlarımız yavaş yavaş azalmaya başlar. Biz bu ritim çerçevesinde işte gece 11'den sonra uykuya dalarız. Bu çerçevede şunu unutmayalım, gece araba kullandığımız zaman riskleri biraz daha artırmış oluyoruz. Sadece biz değil, başkaları açısından da. O yüzden gece araba kullanmak daha çok dikkati gerektiren, daha çok kurallara uymayı gerektiren durumdur. Bir de gün içinde bizim görsel sistemimiz düzen değiştirir. Yani gece görüşten gündüz görüşe ya da gündüz görüşten gece görüşe gittiğimiz zamanlarda duyarlılık değiştirir. Bu duyarlılık değişimlerinde bizim görme performansımız biraz azalabilir. Bu noktalarda da özellikle bu zamanlarda da oldukça dikkatli olmamızda fayda bulunmaktadır."
Sürüş esnasında cep telefonu kullanımına değinen Malkoç, bir çalışmaya göre sadece elde tutulması değil bluetootla da cep telefonu kullanımının sürücü davranışını etkilediğini anlattı.
Malkoç, cep telefonunu kullanılmasının dikkati azalttığına vurgu yaparak, "Bu da bizim bilişsel olarak doğru kararlar almamızda, vermemizde sorun teşkil etmekte. Bizim özellikle reaksiyon zamanının açısından daha hatalı davranmamıza sebep olmakta." dedi.
"Yola çıkmadan araç bakımları yapılmalı"
İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Serkan Çabuş da yola çıkmadan araçların bakımlarının yapılmasının önemine işaret etti.
Sürüş esnasında en önemli unsurun trafik kuralları olduğunu aktaran Çabuş, "Hızımızı çok iyi ayarlamamız lazım, buna bağlı olarak takip mesafemiz tabii ki çok önemli, kurallara kesinlikle uymaları gerekir. Yine benim üzerimde duracağım konu, sürücülerin ısrarcı olmadan, yorgun olduklarında mola vermeleri en önemli detaydır." diye konuştu.
Çabuş, sürücülerin trafik kurallarına uyması halinde kazaların zaten azalacağını belirterek, sürücülerin aracı kontrol edebileceği hızda tutması gerektiğini kaydetti.
Araç içindeki yolculara da değinen Çabuş, şunları söyledi:
"Sürücüyle yine sohbet halinde olurlarsa iyi olur çünkü araç içerisinde herkes uyuduğunda ister istemez sürücü yol hipnozuna girebiliyor. Yaklaşık 15-20 dakikalık sürüşlerin oraya nasıl geldiğini hatırlayamıyor. Tek bir yere odaklanarak gider, gözlerinde kısılmalar, kapanmalar, göz kırpmalarında azalmalar bulunur. Bu durumda sürücü en azından bir çay, kahve molası verme konusunda uyarabilirler. Sohbet ettiklerinde sürücü biraz daha dinç kalabilir trafikte. Hem de aracın içinde herkes uyuduğu zaman ister istemez sürücüyü de etkilemiş oluyor."
"15-20 dakikalık uyku, 3-4 saatlik rahatlık sağlıyor"
Çabuş, trafikte sürücülerin tek başlarına olmadıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Sürücü sadece tek başına kendi aracını kullanmıyor, aynı zamanda etraftaki diğer araçları da kontrol etmesi gerekir. Bunun için bizim dikiz aynalarımız mevcut. Sürüşünüzde ön tarafta, sağımızdaki solumuzdaki araçlara dikkat edebiliriz ama arkadan hızla gelen bir arabayı dikiz aynalarımızı kontrol etmezsek göremeyiz. Karşımızdan gelen sürücü uyumuş olabilir. Yani karşınıza çıkabilecek her durumda bir tepki verebilmeniz lazım. O yüzden her tarafı kontrol edebileceksiniz, bütün sürücülerin her türlü hatayı yapabileceklerini düşünerek aracınızı kullanacaksınız."
Çabuş, sürücünün yorgun olması halinde bir park alanına arabasını çekip ve 15-20 dakika uyumasının 3-4 saatlik yolda rahat ve güvenli bir şekilde seyretmesini sağlayacağını kaydetti.
Yolculuğa başlamadan önce rotanın belirlenmesi gerektiğini anlatan Çabuş, "Rota değiştireceğiniz zaman da kesinlikle aracınızı müsait bir alana alarak tekrardan yeni bir rota belirlemeniz lazım. Çünkü araç kullanırken biz bu gibi şeylerle ilgilendiğimizde araç kullanmaya verdiğimiz dikkatimiz azalıyor, reaksiyon süremiz gecikiyor. Bundan dolayı da kazalar yine kaçınılmaz oluyor." diye konuştu.